Bazı insanlar yaşama gerçekten de bir sıfır yenik
başlıyorlar!
Dünkü gazetelerin İnternet sayfalarında yer alan bir
haber ve haberin bir videosu vardı.(Milliyet)
Ama ne haber! Haberin videosundan da görüldüğü üzere, Bağcılar,
Mahmutbey mahallesinde gece saat 00:35 de, anne ve babasıyla yolda yürüyen 16
yaşındaki bir kız, karnında taşıdığı bebeği yürümekte iken doğuruyor, kız
birşey kaybettiğini ancak birkaç adım daha attıktan sonra farkediyor. Her üçü de durup iki adım geride yerde yatan „şeye“
hayretle bakıyorlar ve hemen sonrasında, hiçbir şey olmamış gibi yollarına
devam ediyorlar.
Bu olay saniye saniye kameralarca tesbit ediliyor. Olayın sonrasında, annesinin rahminden
doğrudan doğruya soğuk kaldırım taşları üzerine düşmüş olan bebek, bir zaman orada yatıyor. Yoldan geçen biri nihayet onu
farkediyor. Derken birileri daha geliyor. İnsanlar ellerini kollarını
sallayarak birşeyler konuşuyorlar. Hareketlerden anlaşıldığına gore, cep
telefonuyla bir yerlere haber veriyorlar. Dakikalarca sonra nihayet bir
ambülans geliyor. Ambülanstan inen görevliler yaklaşıp yerdeki “şeye” bakıyorlar,
tekrar ambülansa gidiyorlar. Bebek hala yerde yatıyor. Daha sonra bir polis
arabası geliyor. En sonunda nihayet bir şeyler getirilip bebek yerden alınıyor
ve ve ambülansa konuyor.
Haberin devamında, onaltı yaşındaki genç annenin,
mahallesindeki bir gençten hamile kaldığı, olayı ailesine anlatamadığı,
sonrasında o gencin ağabeyi ve bir arkadaşı tarafından da şantaja maruz kalarak
tecavüze uğradığı anlatılıyor. Kızcağız karnındaki bebeğin babasının kim
olduğunu da bilmiyormuş. Hamileliği saklanamaz hale gelip gece yarısı doğum
sancıları tuttuğunda da, anne ve babası kızlarını alarak bir hastahaneye doğru –
yürüyerek- yola çıkmışlar. Bu yürüyüş esnasında bebek kaldırıma düştüğünde de, bebeği
düştüğü yerde bırakıp, kızlarını almışlar
ve üstündeki kanlı elbiseleri değiştirip bir hastahaneye götürmüşler. Hastahanedeki doktor kızın yeni doğum
yaptığını anlayınca polise haber vermiş. Öte yandan yoldan geçenlerin farkettiği
bebeğin de bulunmasıyla olay ortaya çıkmış.
Haberin bugünkü devamında, bebeğin götürüldüğü
hastahanedeki doktor, bebeğin daha once doğurulmuş olabileceği konusunda
şüpheler belirtse de, video doğumun gerçekten de kaldırımda yürürken meydana
geldiğini açıkça gösteriyor.
Neresinden
tutalım bu olayı, hangi yönüne dertlenelim?
Yaşamın tuzaklarından bihaber, yeterince korunamamış
16 yaşındaki bir kızın başına gelenler mi; yaşama saygıdan bihaber, toplum
yasakları arasında sıkışmış anne babanın çaresiz cahilliği mi; korunmasız bir
kızı çıkarları doğrultusunda kullanmakta tereddüt etmeyen vicdansızlar mı
yoksa, dünyaya gözlerini açtığı ilk günde, sıcak anne rahminden soğuk kaldırım
taşlarına fırlatılmış, ciğerlerine çektiği ilk nefesten itibaren kimsesiz
kalmış, şu zaten zor dünyaya, birkaç katlı zor bir başlangıç yapmış zavallı kız
bebek mi?
Çocuk yapmak işte bu kadar kolay!!
Küçücük bir yumurta ile, mikroskopik bir sperm
hücresinin birleşmesi!!!
Her yerde, her zaman mümkün. Bir anlık bir zevk için,
ötesini düşünmemek, ötesini umursamamak işte bu kadar kolay! Hele sorumluluk
duygusu yoksa, dünyaya bir insan getirmenin ne demek olduğu hiç düşünülmemişse.
Bu tehlikeli doğum anındaki ölüm tehlikesini aşmış,
yaşamda kalabilmişse bile, ne şansı var şimdi bu olaydaki bu kız bebeğin? Anne,
bebeğini istemediğini ve devlete vermek istediğini söylemiş.
Devlete bağlı bir kurumda büyüyecek. Anne, baba, aile
ne demek bilmeyecek. Sevgiyi belki de hiç öğrenmeyecek ya da ona ömür boyu
hasret yaşayacak. Belki tüm olumsuzluklara rağmen normal bir insan olabilecek,
büyük olasılıkla ama, çeşitli bakımlardan eksik bir insan yaşamı sürmek zorunda
kalacak. Belki maddi bakımdan bir yerlere gelecek ama manevi açlığını hiç
gideremiyecek. Belki topluma uyumlu bir insan olabilecek, belki de yaşamda
kavuşamadıklarının acısını bu toplumdan çıkarmaya çalışacak. Ve dünyaya nasıl
geldiğini ömür boyu unutamayacak.
Bebeklerin hamilelik döneminde ve doğum esnasında
yaşadıklarını hafızalarına kaydettikleri ve hatta bu yaşadıklarının, olumsuz
iseler, daha sonraki hayatlarında birçok defa travma sebebi olduğu, bugünkü
tıpta kabul edilen birşey. Bu yüzden hamile kadınlar karınlarındaki bebeklerine
müzik dinletiyor, onlarla konuşuyorlar ve bu yüzden günümüzde doktorlar, anne karnından
çıkardıkları bebeği derhal annenin göğsüne yatırıyorlar ki, yaşamdaki ilk
saniyelerinde sevgi ile karşılandığını hissetsin, yaşama olumlu bir başlangıç
yapsın.
Anne rahmini terkeder etmez kaldırımın soğuk taşlarına
düşmek ve orada çırılçıplak, yapayalnız bırakılmak!!!! Bu nasıl bir
başlangıçtır?
Bu ve benzeri olaylar, son günlerdeki “kürtaj”
tartışmalarına belki başka bir açıdan bakmayı gerektirmelidir aslında.
Bu kızcağız ve ailesi biraz daha bilgili olsalardı ve
olayın en başlangıcında, bir bebeğin, bir insanın omuzlarına böylesi bir yük
bindirecek bir doğumu doktor ve kanun denetiminde engelleselerdi, hem bu cocuk
anne, hem aile hem de bebek açısından, daha iyi olmaz mıydı acaba?
Elbet ki böyle bir durumu önceden engellemenin başka akılcı
yolları da var, çocuk yaştaki kızları bilgilendirmekten başlayarak, kondom ve
çeşitli gebelik önleyici yöntemlerin kullanılmasına kadar. Ama olay bir kere bu hale gelmişse ve
gebelik gerçekleşmişse?
Bir bebeği,
bir insanı, daha baştan kaybedilmiş bir yarışa, daha en başından mağlup olmuş
bir hayata mecbur etmenin mantığı nerede?
Eğer “kürtaj”
her hal-ü karda cinayetse, bu ve buna
benzer durumlarda, bebeğini rahminden kaldırım taşlarına fırlatıp kaçıp giden anneyle
ailesi ve bu çaresiz kıza tecavüz edenler ve onu hamile bırakmış olan vicdansız ne yapmış
oluyorlar?
Haberin linki:
http://gundem.milliyet.com.tr/insafsizligin-bu-kadari-soke-etti/gundem/gundemdetay/07.06.2012/1550475/default.htm
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen