İNTERMEZZO

Herşey geçiştir. Herşey geçicidir. Yaşamın melodileri ara nağmeleriyle birbirine bağlanır. Yaşam bazen bağlantılarda gizlidir.

Montag, 28. Dezember 2009

İyi Seneler/Happy New Year/ Abba

Merhaba Dostlar!






Bu sayfaya ara sıra uğrayanlar, yeni bir şey var mı diye bir bakmak nezaketini gösterenler, yazdığım satırları okumak zahmetine katlanan değerli okurlar.

Biliyorum sizleri çok ihmal ettim.

Bazen insan gündelik hayatın akışına kapılıp gider. Öyle oldu işte bir zaman benim için de.

Bağışlayın. Affedin.

Montag, 7. Dezember 2009

Annelik!!!

Hürriyet Video'larını izlemek için Flash 7 veya daha yüksek eklenti yüklenmeniz gerekmektedir. Yüklemek için tıklayınız!!!

Montag, 30. November 2009

İyi Bir Öpücük





Kadın, TV’den yükselen sese kulak verdi. Ritmik bir parçaydı bu: „A good Kiss!“ Şarkıyı söylerken ayni zamanda danseden uzun siyah saçlı bir genç kız, ilk öpücüğünden söz ediyordu.

Kadın, kırmızı şarap doldurduğu kadehi elindeki tepsiye koydu, yanına da salam ve peynirleri bir dilim tost ekmeği üzerine yığarak yaptığı sandviçi ekledi. Tepsinin dengesini muhafaza etmeye çalışarak kanapeye yöneldi. Oturdu TV’nin karşısına.

Ekranda danseden kızın gençliğinden ve tazeliğinden epey uzaklaşmış bir yaştaydı kadın. Hatları hafifçe kalınlaşmış, göz kenarlarına çizgiler oturmuştu. İçinde kızıl ışıkların oynaştığı kısa kesilmiş kumral saçları yüzüne genç bir ifade verse de, koyu kahverengi gözlerinin derin bakışları, uzun zamanlarda, çok şeyler yaşamış olduğunu anlatıveriyordu görenlere.

İşten az once dönmüş, üzerine rahat bir pantalon takımı geçirmiş, biraz kendini bırakmak, biraz rahatlamak arzusuyla dikmişti gözlerini televizyona..

“A good Kiss!” İyi bir öpücük!…Ekrandaki uzun saçlı güzel kız ritm eşliğinde şekilden şekile giriyor, dudaklarını büzüyor, gözlerini süzüyor, ilk öpücüğünü anlatıyordu.

Montag, 23. November 2009

Elektronik Şamata



Sabahın köründe, rap-rock karışımı türünde bir müzik kulaklarımın dibinde patlayıp, beynimin halen uykudaki zavallı hücrelerini darmadağın etti.

Yatağımın başına bomba mı düştüğünü, yoksa herhangi kaçınılmaz bir sebepten evin mi çöktüğünü, bir ayağım görmekte olduğum tatlı rüyada, diğeri soluk bir ışıkla aydınlanmakta olan yeryüzü gerçeğinde olarak, ikisi arasında asılı kalmış bir vaziyette kavramaya çalıştım.

Mittwoch, 18. November 2009

Elveda Sevgilim




Biliyorum, haksızlık ettim sana ayrılırken.

Bir kelime söylemeden, bir açıklama yapmadan..

Nerede olduğunu biliyordum. Gelip seni alabilirdim.

Yapmadım.

Kendimden korktum çünkü. Seni tekrar görür, tekrar dokunursam sana, kendimi tutamıyacağımdan.. Seni bırakma kuvvetini kendimde bulamıyacağımdan.. Kendi zayıflığımdan korktum yani..

Sonntag, 15. November 2009

Pazar müziği

Müzik!!

Müziksiz dünya olabilir mi?

Mümkün değil.

İnsanlar ses çıkarabildiği ilk anlardan itibaren şarkı söylemiş ve dans etmişler.

Müzik yüreğimizin tellerine dokunur.

Kimi o tür müziği sever, kimi bu tür.

Hiç sevmeyen var mıdır?

Aşağıda iki güzel örnek!

Pazarlık olsun!

Donnerstag, 12. November 2009

Kaderi Evlenmektir Kadının!




Film çok güzel dile getirmişti anlatılmak isteneni.

Her film güzel olmaz, bir romandan aktarıldığında. Bazen karakterleri yetersiz bulursunuz, bazen film haline getirilirken kırpılmış bölümlerin eksikliğini hissedersiniz, bazen senaristler berbat eder hikayeyi, bazen yönetmenler, bazen oyuncular, bazen de hepsi birden.

Örnek çoktur buna. “Dr.Jivago” mesela iyi bir örnektir. Boris Pasternak’ın romanından 1965 de beyaz perdeye geçirilen bu film, başrollerde Omar Sheriff ve Julie Christi ile 1966 da birçok Oscar ile ödüllendirilmiş ve seyircinin hafızasında unutulmayacak bir yer edinmiştir. 2002 de televizyon için uygulanan ve başrollerini Keira Kneightley ve Hans Matheson’un canlandırdıkları bir versiyonu daha var hikayenin.

Mittwoch, 4. November 2009

Küçük Adam Elli Yaşında




Biri; ancak bir metre yirmi santim boyunda, zayıf, çelimsiz ama cin gibi zeki bir adam.

Diğeri; iri yarı, çocuk gibi naif ve neşeli ama küçükken kaza ile sihirli iksir kazanına düştüğü için, koskoca ağaçları çiçek toplar gibi köklerinden çıkarabilecek güce sahip sevimli bir dev.

Sonntag, 18. Oktober 2009

İkinci Dünya Savaşını Başlatan Yalan



Bir Eylül, İkinci Dünya Savaşı’nın başladığı tarih.

Yetmiş sene önce 1 Eylül’de Alman ordusunun Polonya’ya girmesiyle, sonuçta dünya üzerinde takriben 50-55 milyon insanın hayatına mal olan, son büyük savaş yangını çıkmıştı.

Ülke içinde siyasi platformda yükselebilmek ve ipleri eline alabilmek için senelerce büyük mücadele vermiş olan Hitler, sonunda Almanya’nın beklediği “Kurtarıcı” pozisyonuna, iki önemli olguyu kullanarak gelebilmişti. Bunlardan birincisi, Almanya’nın bir türlü hazmedemediği Birinci Dünya Savaşı yenilgisi ve savaş sonunda imzalanan anlaşmanın, Almanya’ya yüklediği ezici şartlardı. Hitler bu şartların onurunu kırmış olduğu Almanları, bu anlaşmanın intikamını almak gerekçesiyle kışkırtıyor ve bunda başarı sağlıyordu. İkinci kullandığı konu ise, işsizlik ve ekonomik sıkıntılarla bunalmış Alman halkına, doğu sınırlarında yeni yaşam bölgesi sağlamak vaadiydi. (Lebensraum im Osten). Bunun için de Almanya’nın doğusunda toprak genişletmek gerekmekteydi. Buna gösterilen gerekçe de, komşu ülkelerde yaşamakta olan Alman azınlıkların gördüğü iddia edilen baskılardı.

Freitag, 16. Oktober 2009

Domuz Gribi Hakkında Bilmediklerimiz ve Yanlış Bildiklerimiz




Domuzlar katledilsin mi?


Bazı bloglarda bu konuda çağrılar görülmekte. Bu yazı da bu çağrılar karşısında duyulan büyük hayret ile yazılmıştır.

Nereden çıktı bu virüs? Önce bir bu konuya bakalım:

Bu senenin nisan ayında Meksika’da, insanlarda ilk defa ortaya çıktı. Bilimsel adı: A-Virüs H1N1.


Mittwoch, 14. Oktober 2009

Her Yeni Başlangıç Yeni Bir Doğuştur






Bu yazıyla “Blogger”a “Merhaba!” diyorum.

Epeydir aklımdaydı kişisel bir blog açmak.

Yaklaşık ikibuçuk senedir çeşitli sitelerde blog yazıyorum.

Blog herkes için başka bir şey ya!

Benim için blog bir “Günlük” değil.